Þu Mübarek Günde Küsmek Olur Mu?*Uzat Ellerini Bayramlaþalým.*Tanrý Selamýný Kesmek Olur Mu?*Uzat Ellerini Bayramlaþalým.

MERHABA
YURTTA BARIŞ DÜNYADA BARIŞ
KIRŞEHİR
KARINCALI KÖYÜNE HOŞ GELDİNİZ
1-Karıncalı'nın Tarihi
2-Köy Anıları-Yağmur Duası
3-Köyden bakýþ
4-Karıncalı Sülaleler
5-Kurtuluşta Karıncalı
6-Kırşehir ve Köyümüz
7-Karıncalı Meslek Mensupları
8-TEVFİK YILMAZ
"Sazımız-Sözümüz"

9-Köy Yemekleri
10-Kırşehir Tarihi
11-Kırşehir Ozanları
12-Kırşehir Halk Kültürü
13-Kýrþehir ve Dünya
14-Kýrþehir Ünlüleri
15-İstiklalden İstikbale Kırşehir
16-Kırşehir Turizmİ
17-Neþet ERTAÞ
18-Kırşehir Kültürü
19-Kırşehir Haritası
20-Bektaþilik
21-Ahilik
22-Aşık Paşa
23-Atatürk Köþesi
24-Atatürk ve Dünya
25-Atatürk Kýrþehir'de
26-Türk Gençliği 10.Yıl Nutku
27-Bilgi Dağarcığı
28-Topraksız Alkan ın Şiirleri
29-Türkü Şiir ezgi Ağıt Harmanı
30-Serbest Kürsü-Aşık İsmail -Karıncalı Manileri-Misafir Eserleri
31-Deyimler ve Maniler
32-Tarım ve Hayvancılık
33-Yurt Dışındaki Karıncalılar ve Konsolosluk Adresleri
34-VATANA CAN VERENLER
35-Ay Yıldızlı Al Bayrak
36-İstiklal Marşı
37-KIRŞEHİR SEMAHI ve SAKLAMA ODASI
38-Ermenistan/Türkiye ilişkileri
39-Kıbrıs KKTC.
40-Ana Vatan Türkiye
41-TÜRK DÜNYASI
42-Linkler
43-DUYURU-ÖLÜM İLANLARI-ETKİNLİK HABERLERİ GÜNLÜK AYLIK DÜNYADA ZİYARETCİ SAYISI
44-Hayatın İçinden*ANILAR
45-AB-TÜRKİYE İLİŞKİLERİ
46-KONUK ESERLERİ
MİSAFİR ARAŞTIRMACILARIN KÜLTÜR VE
ARAŞTIRMA MAKALELERİ
48*İNTERNET HABER*GAZETE OKU*RADYO DİNLE*TELEVİZYON SEYRET*
49-KONUK DEFTERİ

28-Topraksız Alkan ın Şiirleri


KEŞŞİK BEKLEDİ

Mısır oldum hevek yaptı duvara.
Arpa, yulaf oldum verdi davara.
Çekti değirmene tuttu zavara.
Sıra çoktu orda keşşik bekledi.

Ekin diye deh eyledi biçeri.
Doldurdu tarlaya bütün göçeri.
Açmadım gönlümü koymam içeri.
Orda sabahladı eşşik bekledi.

Tohumluk buğdaydım, evimden aldı.
Çavdara dönmüştüm haberci saldı.
Aklını kullanmaz yalınız kaldı.
Bebeği olmayan beşşik bekledi.

Topraksız ALKAN'ım bağrım da yırık.
İçin kan ağlıyor yapılmaz sarık.
Ayaklar ezilmiş, dizinden kırık.
Yıllarca ben gibi, aşşık bekledi.

DÜRÜMÜ YAZDIM

Pınarın başına suya uğramış.
Kızların içinde Huri mi yazdım.
Göv firekle yaşil soğan doğramış.
Güzelin yediği dürümü yazdım.

Gözünde yorgunluk olsa da sapmaz.
Çiçeğe konunca yer içer kopmaz.
Mermi kovanına arı bal yapmaz.
Derdi geçimdedir kadını yazdım.

Elindeki toprağını ekmeyen.
Yer altından madenini sökmeyen.
Ağaçlar ölmeden fidan dikmeyen.
Milletin yaptığı cürümü yazdım.

Topraksız Alkan'ım kim tanır seni.
Güzellik görünüş degildi hani.
Kuvvetli kara yel sallıyor beni.
O zaman durduğum yerimi yazdım

TOPRAKSIZ ALKAN'IN ŞİİRLERİ

KIRŞEHİR YEREL KÜLTÜRÜ VE
TOPRAKSIZ ALKAN

İbrahim ALKAN 1953 yılında Kırşehir;in karıncalı Köyünde doğdu.İlkokulu köyde,Ortaokulu şehirde bitirdi.Lise tahsilini yarıda keserek 1971 yılında işçi olarak Hollanda;ya gitti.1973;te 18 ay askerlik yaptıktan sonra,1976 senesinde Hollanda;nın Drunen köyüne yerleşti.Futbol aynadı,yöneticilik,antrenörlik yaptı.Kültür derneklerinde görev aldı.Derneklerde müzik ve folklor faaliyetini yönetti.

Yıllardır memleketinden ayrı bu şair,memleketinin telaffuzu olan Kırşehir ağzıyla bize vatanı,gurbeti,sılayı yazmış.O niye şiir yazdığını anlatamaz size ama şu güzel dörtlükler şiir mecrasını anlatır.
***********************
Aşkın tarlasına madımak ektim
Getirdim kağnıyla harmana döktüm
Gönül yaylasına bilezik çektim
Sesim yankılanır gelir kendime
**********************
Elim boş olsada köyüme gitsem
Dağlarında yine at,öküz gütsem
Kınalı kekliğin taklidin etsem
Ötüşüne cevap gelir uzaktan
*********************
Orta çeşme şırıl şırıl aktıkca
Gövnük gövnük hasretliğin yaktıkca
Her sene izinde sana baktıkca
Topraksız Alkanım doyarmış köyüm.

İbrahim ALKAN

CEVAP ALAMADIN MI ?


Neden etmediler haberdar sana
Cevap almadın mı sorunca Emmi
Anlatın köyümden kentimden bana
Düğünde dernekte görünce emmi


Bak şu bahçelere gelmiş ne hale
Gördüğümü görüyon mu de hele
Bu köylü ne zaman verir el ele
Bilgi aktaralım varınca Emmi
............
..........
Ahmetlerin ruhu köyü gezenmiş
Eskileri bilinmeyen düzenmiş
Vahdetinde ağalığa özenmiş
Çocukları işçi görünce Emmi

Üssülünün Ömer;e öldü diyorlar
Güner;i götürmeye geldi diyorlar
Cin Ali;ye muhtar olur diyorlar
Köyde çok az erkek kalınca Emmi

Sultan ebe hastaneye vardımı
Nazik bacı ona ilaç aldımı
Ezzacı derdine çare buldu mu ?
Orada iğneyi vurunca Emmi.
...............
...............

Sarı Ümmet köyümüze vardı mı
Menef'in Omardan hatır sordu mu
Karaahmetin ölüsünü gördümü
Hoca kefenine sarınca emmi
.............
............
Yoksa unuttunmu İsmet beleyi
Hacı İbrahimlerden Eşe halayı
Gelirsen gezelim Gavur kaleyi
Bir iki hafta durunca emmi
..........
.........

Gurruğun Sülemen,hacı İbrahimin Kazım
Habire çalışır kışın ve yazın
Pavuzat Karnı yarık muhtara lazım
Koyunlar tarlaya girince Emmi


Kimden hoşlandımsa başkası aldı
Aklıma almadım hüsrana saldı
Tabii ki evlenmek zorunda kaldı.
Anam bana düğün kurunca Emmi

Af dilerim hata ettimse zahir
Köylümün küsmesi oluyor zehir
Dağda avlanır mı Nafis;le Tayır
Hatırlarım akıl yorunca Emmi

Topraksız Alkan ım artık yazmasın
Herkes Akrabadır olmasın hasım
İsmini yazdığım bana kızmasın
Gerçekleri yazıp görünce Emmi


İbrahim ALKAN





flashlogo.gif

ŞÖYLE DOLAŞALIM

Şöyle dolaşalım, köyü bir gezek.
Bakalım ki kimler nerde duruyor.
Kermesi kasnağı yığılmış tezek.
Güneşin altında bariz kuruyor.

Sapı meşe ama, tokmak mazıdan.
Gençlik midir acep bizi azıdan.
Tat alırım dolaştığım geziden.
Biri bana bakıp boyun buruyor.

Çeşmenin başında gölgelik dallar.
Hafifden rüzgâr var, dalını sallar.
Beş güzel yanyana beni mi kollar.
Ne zaman evlilik diye soruyor.

Arktan su akıyor küçüçük dere.
Helkeyi testiyi bıraktı yere.
Hafif gülümsedi yolunuz nere.
Dedi, anam size doğru varıyor.

Topraksız ALKAN'ım üstüne varma.
Gençi sıkıştırıp çabucak yorma.
Kurumuş buğdayı yapıyor yarma.
Sokuda tokmaklar küt küt vuruyor.

SANA GELDİM

Yol aldı gidiyor kervan.
Dolaşırım deli devran.
Çarem sende Ahi evran.
Dediler ben sana geldim.

Yalandan uzak durmuşsun.
Daim doğru yol görmüşsün.
Kurbağaları (ı) susturmuşsun.
Dediler ben sana geldim.

Esnaflara çarşıymışsın.
Dinimizin arş’ıymışsın.
Haksızlığa karşıymışsın.
Dediler ben sana geldim.

Adın yazılmış taşına.
Dikilmiş mezar başına.
Sadıkmıştın sen işine.
Dediler ben sana geldim.

Topraksız ALKAN’ım hatır.
Sayan bir zat al da götür.
Senin için oldu yatır.
Ondan ben türbene geldim.

EŞŞİK PERİŞAN

Sapını tutarım, sol elim bişer.
Terimi emdikçe perdesi şişer.
Penayı (ı) vurdukça aşağı düşer.
Burgu sıkmaz teli, eşik perişan.

Çocuk yatmış üzerinde büzülür.
Canı sıkıldıkça belli üzülür.
Salladıkça iplikleri çözülür.
Küçüler (2) gevşemiş beşşik perişan.

Ortam bozuk bu düzenden bıkılır.
Düzenbazın tabuları yıkılır.
Kuyruklar uzadı, millet sıkılır.
İş gücü azaldı, keşşik perişan.

Topraksız ALKAN'ı Gine sürümüş.
Bilir bilmez üzerinde yürümüş.
Islandıkça köşelerden çürümüş.
Kapı süve (3) tutmaz eşşik perişan.

SICACIK OLUR

Her vatan toprağı sıcacık olur.
Beni Kırşehir’ine kuylayın (ı) anam.
Köy halkı beraber yerimi bulur.
Gönülsüz kişiye uymayın anam.

Köy kuşları üzerimden uçarsa.
Konan dinlenir de geri kaçarsa.
Üstümde bitkiler çiçek açarsa.
Koyuna kuzuya yaymanın anam.

Yaşadığım hayâl ile gezilir.
İmrendiğim olsa bağrım ezilir.
Üzülürsen senin sıhat bozulur.
Beni de ölüden saymayın anam.

Topraksız Alkan'ım köyüm isterim.
Mezarımı kazın sapmalı derim.
Önce gelenlere saygı gösterin.
Ziyaretsiz orda koymayın anam.

TEFEKLER KURUMUŞ

Tefekler kurumuş bostanı kabak.(ı)
Kurtlar kuduz olmuş, koyunlar tabak.(2)
Çil horozu tilki yemiş bu sabah.
Dünyanın düzeni bu yıl bozulmuş.

Kartalların yuvasını yıkmışlar.
Şikayet var silahlardan bıkmışlar.
Kırlangıçlar bile dağa çıkmışlar.
Dünyanın düzeni bu yıl bozulmuş.

Yaylanın otundan yoldum kokladım.
Güzel geldi iç çebime sakladım.
Çimçikledim ben kendimi yokladım.
Dünyanın düzeni bu yıl bozulmuş.

Kel çaylak havada şöyle süzüldü.
Tavşan onu gördü yere yazıldı.
Çüçükler anadan kaçtı yozuldu.
Dünyanın düzeni bu yıl bozulmuş.

Topraksız ALKAN'ım dağıldı gitti.
Kendi sözleriyle eridi bitti.
Ardından dostları kem sözler etti.
Dünyanın düzeni zaten bozulmuş.

GÖRDÜN

Sabır silahıyla mevsime karşı.
Koydum, zahmetlere katlandım gördün.
Sabretmeyen çırak hüner de arşı.
Ele alıp başaramaz sen gördün.

Fenalığı bırakmayıp tutmak kâr.
Dertli gölün tesellisine aktar.
Sabır sadet kapısında anahtar.
Olarak duruyor onu da gördün.

Nimetleri elde etmek yeridir.
Cennet hazinesi alın teridir.
En önemli sebeplerden biridir.
Diyenlerle beraberliği gördün.

Dünya hayatında imtihan çoktur.
Zorlukların aşılması bir haktır.
Bundan kaçmanında imkanı yoktur.
Der iken sadete ulaştım gördün.

Topraksız ALKAN’dan çok şey isterdin.
Zorluklardan çekinmezdi pes derdin.
Gerekince teslimiyet gösterdin.
Burda şükrederek sevabı gördün.

HAPİS ETTİRDİM

Doğacak güneşle hayli neşeyi.
Alçak gönüllüyken kırdım şişeyi.
Yalanları kötü olan her şeyi.
Sonsuzluğa kadar hapis ettirdim.

Mutluluk sevgide, duygu biçimde.
Matemi ararsın, neden niçin de.
İhanetler dahi bunun içinde.
Sonsuzluğa kadar hapis ettirdim.

Özgürlük vermişim yüreğim yar da.
Gök yüzü hüzünlü matem var kâr da.
Sevgi, saygı, dürüstlüğü dışarda.(ı)
Tuttum, gerisini hapis ettirdim.

Bakımlı, tahsilli, kültürlü derken.
Karekterli olduğunu överken.
Espirili sohbetleri severken.
Sülâlem yüzünden hapis ettirdim.

Topraksız ALKAN'ım ölmeden anıl.
Bir eser bırak da çevrende tanın.
Umutsuz olsan da arzular yanın.(2)
Bile bile onu hapis ettirdim.

KIRŞEHRİNİ GÖR YETER

Gurbettesin sılan burnuna tüter.
İzin alamazsin şeflerin tutar.
Aya gitmek istiyorsan efendi.
Kirşehiri, Nevşehiri gör yeter.

Avanosu görsen merkur mars gibi.
Zelveye geçersen ala pars gibi.
Göremenin dereleri yas gibi.
Bilmediğin yörelere var yeter.

Himmet dede melik Gazi derdini.
Aşik Paşa, Ahi Evranı gördü mü?
Şehrin termesi ile karakurdunu.
Derde çare bulmuşlardan sor yeter.

Topraksiz Alkan`im sorma ne oldu.
Oy uğruna kimler ikiye böldü.
Beş yil şehir beş yil kasaba kaldi.
Kalan eserine kafa yor yeter.

Ibrahim alkan.

ANLAŞAMADIK

Akar su üstüne yazılar yazdım.
Ben yazdım o sildi anlaşamadık.
Aklımdan geçeni adeta kazdım.
Ben kazdım o sildi anlaşamadık.

Gelenler göremez yazı okunmaz.
Bakmayan bakanla birdir dokunmaz.
Zararlı mı zararsız mı sakınmaz.
Ben dizdim o ezdi anlaşamadık.

Her susuz su arar, gör yana yana.
Mecburdur içmeye o kana kana.
Göleklendi beni gösterdi bana.
Ben durdum o gitti anlaşamadık.

Ark ile gönderdim bahçe damına.
Çeşitli ağaçlar diktim yanına.
Geçtiği yolların taban kumuna.
Ben çizdim o sildi anlaşamadık.

Topraksız ALKAN;ım bilmeniz gerek.
Aklım kütüphane zihnimse terek.
Ayaklarım iz bıraksın diyerek.
Ben gezdim o sildi anlaşamadık.

Karıncalı. İbrahim Alkan



flashlogo.gif

Topraksiz_alkan@hotmail.com

Kitabimdan bir siir

Selam yok mu.

Viran olmus baglarindan
Ölüsünden sagalrindan.
Kirsehirin daglarindan.
hani bize selam yok mu?

bitiyormus yediveren.
Şenlendimi avuc oren?
Olmadimi seni goren.
Bize ordan selam yokmu?

Gunevdeki meşelerden.
Yikiklarda koselerden.
Cinciklarla siseleden
Sahi bize selam yok mu?

Yuruyenin dusmesinden.
Goturenin icmesinden.
Bosa akan cesmesinden.
hani bize selam yok mu?

Topraksiz Alkan im hizima.
Yetisir bakar arzuma.
Köyün gelinlik kizina.
Bekarlardan selam yok mu?


Topraksız İbrahim Alkan

KÖYE GÖTÜRÜN

Göçmen kuşların gittiği.
Rüzgârın serinlettiği.
Derdimin bütün bittiği.
Doğduğum köye götürün.

Ruhumun cevher bulduğu.
Gönlümün sevgi dolduğu.
Taşınmaz malın kaldığı.
Doğduğum köye götürün.

Büyüsün meşeyle çalı.
Çoğalsın gövdeden dalı.
Kırşehir'in Karıncalı.
Doğduğum köye götürün.

Topraksız Alkan telkinde.
Kurtul gurbetten silkinde.
Tarihi toprak altında.
Doğduğum köye götürün.

Şubat. 2003. Drunen/ Hollanda.

GITMIS

Deresine indim bakindim arga.
Kuzuyu cobana katmayan gitmis.
Otmuyor kuslari gorunmez karga.
Alcaktan yuksekten atlayan gitmis.

Duvarlar yikilmis iceri cokmus.
Cesmenin olugunu hangisi sokmus.
Dudun meyvesini olgunluk dokmus.
tek tek elleriyle toplayan gitmis.

felek seni bir dal gibi sallamis.
bag bahceyi suluyani olmamis.
yetisen nesili goce yollamis.
Yorgani bohcayi katlayan gitmis.

sut sagani yoktur simdi kovaya.
Şırıl şırıl suyu akar havaya.
Donderemen gidenleri yuvaya.
Oturup basbasa catmayan gitmis.

Ekilmemis patlicani biberi.
Bellenecek bahcesinin her yeri.
Yakin komsusundan yoktur haberi.
Mali mulku satan satmayan gitmis.

Topraksiz Alkan im bakar aglarim.
Cobansiz ciftcisiz issiz daglarin.
bahcalar bakimsiz hozan baglarin.
Yaylada yaliniz yatmayan gitmis.

Topraksız ALKAN

SILAMA DÖNSEM

Elim boşalsa da köyüme gitsem.
Dağlarında yine at, öküz gütsem.
Kınalı kekliğin taklidin etsem.
Ötüşüme cevap gelir uzaktan.

Kavaklığa varsam tuzağı kursam.
Laleliğe geçsem tavşanı vursam.
Damlacık da su içmeye otursam.
Suya gelen kurtulamaz tuzaktan.

Güzelleri su taşımaz çeşmeden.
Terkos (ı) geldi vazgeçtiler içmeden.
Hazıra kondular ekip biçmeden.
Yarın birgün kurtulamaz kızaktan.

Yaylamıza bakar iğdeli dağı.
Yeniyapan,Terzi ali ortağı.
Yamaçlarda olan tarlayı bağı.
Eken yoktur tanınmıyor bozlaktan.

Topraksız ALKAN;ım yurdun kölesi.
Burnumda tütüyor gavur kalesi.
Temelli bırakmaz mındar (2) ölesi.
Bıktım artık şu gördüğüm dazlaktan.


1 Terkos:Dağdan köye getirilen su. Kaynak,çeşme.

2-eti yenen hayvanların kesilmeden ölmesi. Murdar.

ibrahim alkan

E-mail:Topraksiz_Alkan@hotmail.com


on iki yasimda bir zeytin yedim.
muzu gordugumde bu neymis dedim.
On sekiz yasimda ancak ogrendim.
dalda biten meyve imis bilmedim.

Zerdali dalda patetes yerde.
Biterdi bilirdim bizim her yerde.
dag cogürtlügünü tanirdim birde.
Hurma dalda biter imis bilmedim.

Cekic Ali bana yedirdi nari.
Cekirdegi bordo, disida sari.



İSTER BU YIL BARIŞALIM

Köyleri dağıttın yanlış yol tuttun.
İsyankâr olunca, gurbete attın.
Biraz ayıp ettin beni unuttun.
İster bu yıl barışalım Kırşehir.

Yıllar yılı gurbet elde gözledim.
Otuz yıldır inan seni özledim.
Hanım ısrar etti, bende söz verdim.
İster bu yıl barışalım Kırşehir.

Karşılıksız aşka isyan etmiştim.
Sınıfta kalınca, zaten bitmiştim.
Bir aralık sana küsüp gitmiştim.
İster bu yıl barışalım Kırşehir.

Gurbette her şeyi kafama taktım.
Taşıdığım muskaları hep yaktım.
Hoşlandığım yöreleri bıraktım.
İster bu yıl barışalım Kırşehir.

Topraksız Alkan'ım günüm doldurdum.
Dolaştım bakındım vakit öldürdüm.
Okuyorum kitabını aldırdım.
Nazlanma da barışalım Kırşehir.

İbrahim Alkan

BARIŞALIM KIRŞEHİR II

Gözümde tütüyor o damlar evler.
Hata bende ise sen bana el ver.
Özlemin bağrıma hançer çiviler.
Yeter artık barışalım Kırşehir.

Gurbet her insana olmuştur çile.
Hasretim dağında açan tek güle.
Hatırlayıp hayâl etmesem bile.
Özlüyorum barışalım Kırşehir.

Kuruyup yere düşen yaprağına.
Hozan tarlana, bozulmuş bağına
Karıncalı'daki kurak toprağına.
Özlem duydum barışalım Kırşehir.

Dağılmış köyümü görmek isterim.
Kalandan gideni sormak isterim.
Son nefesi sen de vermek isterin.
Affet beni barışalım Kırşehir.

Topraksız ALKAN'ım haddin aşıyor.
Süresiz izinli ondan çoşuyor.
Karşılıklı sevgi önem taşıyor.
Geliyorum barışalım Kırşehir.

İbrahim Alkan



UNUTTUK GEÇEN GÜNLERİ

Yığının dibine yatırdım çocuk.
Üstüne örttüğüm bir yırtık gocuk.
Ekmek bulamazken yer idik cacık.
Ne çabuk unuttuk geçen günleri.

Tavşan eti için say say gezerdik.
Yoğurt bulamazdık şeker özerdik.
Hayvanlara geven kökü ezerdik.
Ne çabuk unuttuk geçen günleri.

Acıkınca benim diz bağım çezik.(ı)
Olurdu yer idik yemlikle pezik.(2)
İçi kıyılanlar bağrımız ezik.
Derlerdi unuttuk geçen günleri.

Sokumla yer idik yok idi kaşık.
Bildiğimiz oyun ellişle (3) aşşık.(4)
En büyük cezamız kanıdan taş yık.(5)
Olurdu unuttuk geçen günleri.

Topraksız ALKAN'ım yazmakla bitmez.
Geriye dönmüşün gezmekle gitmez.
Düşünüp kendini üzmek de yetmez.
Çocuklar bilmiyor geçen günleri.

ISDIRAP İÇİNDE YİTTİM

Sudan buharlaştı geçti oturdu.
Bulutlar içinde tuttum bir zaman.
Esen rüzgâr aldı onu götürdü.
Başka bir yöreye gittim o zaman.

Geçici yağdıkça devamlı umdun.
Ben seli oldukça sen ise kumdun.
Çağlayıp aktıkça gözlerin yumdun.
Seninle yapışıp bittim o zaman.

Duvara suvandın, çukura doldun.
Bağlar bahçeler var iken boldun.
Ormansız yörede koca yar oldun.
İçinde dönerek öttüm o zaman.

Kuraklık çekiyor bilirim yurdun.
Ağaç dikenlere sen karşı durdun.
Baraj istemedin, açığa vurdun.
Isdırap içinde yittim o zaman.

Topraksız ALKAN;ım gittiğse gelmez.
Görünce somutur gökyüzü gülmez.
Düşüncemin faydasını hiç bilmez.
En sonunda isyan ettim o zaman.

TESTİDE DURUR

Saç üstünde yapar yufka ekmeği.
Çok tatlı pişirir sulu yemeği.
İnkar edilir mi yârin emeği,
Her gün taze suyu testide durur.

Sabah ırgatlara dürerdi dürüm.
Derdi kesenizde yoğurt götürün.
Davarı sağınca, azık getirim.
Derken taze sudan testi doldurur.

Pilâv yapacaksa cacığı (ı) kıyar.
İki baş soğanı kesince soyar.
Yağını tuzunu ölçülü koyar.
Üstüne dökecek salça öldürür.

Kendi yaşadığımı ben kendim gördüm.
Dağlara bağırdım, taşlara sordum.
Dereler içinde bağırdım durdum.
Yanıma geldikçe beni güldürür.

Topraksız ALKAN.ım yolcu yoluysa.
Tenceresi essilmemiş (2) doluysa.
Bişmemiş de hâlâ yemek suluysa.
Odun atar alamacı kaldırır.

BİR ÇINAR ÜLKESİ

Nazlı gelin gibi her yıl allanır.
Yaprak açar, sürgün verir dallanır.
Sülün gibi sağa sola sallanır.
Bir çınar ülkesi Anadolum'da.

Abide ağacını kesmişler nemli.
Ormanı korumak tabiî önemli.
Kara çam yedi yüz yıllık kıdemli.
Yaşıyordur benim Anadolum'da.

Bol bulunur bizde Lüblan sediri.
Kıymeti bilinsin, olsun kadiri.
Gemi yapımında aranır yeri.
Bir çınar ülkesi Anadolum'da.

Sembol diye gösterilir incirler.
Kökün tutmuş besin vermiş o yerler.
Kardan kışdan bıkmam yaşarken derler.
Bir çınar ülkesi Anadolum'da.

Bu dursun fakını her gelen eller.
Dört yüz elli yıl yaşamış derler.
Sayısızdır ardıç, gürgen, meşeler.
Bir çınar ülkesi Anadolum'da.

Topraksız Alkan'ım bu yaşa geldi.
Anıt ağaçları tükenmez kendi.
Ölümsüz bir gücün simgesi oldu.
Bir çınar ülkesi Anadolum'da

CANLI GÜLMÜYOR

İnsan olmayan yere.
Karga bile gelmiyor.
Olsun orman ve dere.
Canlılar da gülmüyor.

Yoksa kadın nefesi.
Duyaman keklik sesi.
Çağırdınsa herkesi.
Düğüne dahi gelmiyor.

Bahçede dut olduğunu.
Kuşlar bile bilmiyor.
Olgunlaşıp kaldığını.
Görse gelip yemiyor.

Her şey insana bağlı.
Konuşur ballı ballı.
Okumamış bir dağlı.
İşte bunu bilmiyor.

Topraksız ALKAN'a da.
Biri anlatmış ona.
Şahinden bahset bana.
Gurbet onu salmıyor.

BADASI GEÇTİ

Şahman mı buğday mı tahıl seçilmez.
Hangisi ekmeklik, un olur bilmez.
Arpalar çavdarlar, kumdan geçilmez.
Elenmiş ceçbile badası geçti.

Yulafı biçmeden tarla da sattı.
Parasını aldı yükünü tuttu.
Her sene ekiyor hergi unuttu.
Gübre icaât oldu nadası geçti.

Ailenin ruhunu yoktan sıkarlar.
Okumaz, çalışmaz, güya bıkarlar.
Hanımlardan izin alıp çıkarlar.
Erkeklere evler ködesi geçti.

Nisbeten hadise sana uğrasın.
İster kesip yapsın, ister doğrasın.
Arzu eder ise yaksın kuylasın.
Aksi felâketin modası geçti.

Topraksız ALKAN'ım derdim toplandı.
Sevgi serdim, saygısızca hoplandı.
Sözlerin ok gibi girdi saplandı.
Bundan sonra artık ötesi geçti.
İbrahim Alkan

BILMEK ISTIYOM

Gurbete düseli köyüm ne olmus.
Kayip degerleri bulmak istiyom.
Nereler yesermis nereler dolmus.
Gözlerimle görüp bilmek istiyom.

Dolassam yöreyi suyun içerek.
Geçsem ormanlardan bazen çökerek.
Kayalarin arasindan geçerek.
Sevinçle bagirip gülmek istiyom.

Çagirsam daglarda davar güdene.
Ayri bir zevki var birde sen dene.
Azzigimi versem yoldan gidene.
Yolcuyu yolundan çelmek istiyom.

Çocuklugumun geçtigi yere baktikça.
Yorulmam ki az oturup kalktikça.
Yürürken anlimdan sular aktikça.
Terimi koluma silmek istiyom.

Topraksiz Alkan'im düsündün ince.
Sevince boglursun köyü görünce.
Hayattan biktigin anlar gelince.



NE ANNAN


Daima verdikçe yemeyi bildin.
Muhtaç oldugunda tez çabuk geldin.
Düsünmeden sonsuz islere daldin.
Sen babayin kiymetinden ne annan.i

Bu dünyada çok açlikdan agladi.
Kahpe felek için türkü sögledi.
Gelecegini çalismaya bagladi.
Ter dökmeden para puldan ne annan.

Davar güdüp yetistirip satmadin.
Mancilik 2 atip da dagda yatmadin.
Su isin ucundan birgün tutmadin.
Çalisanin kiymetinden ne annan.

Bos birakti artik, giderse gitsin.
Maasi azaldi kimlere yetsin.
Kollari yamanmis yazlik ceketsin.
Kis gününde koru desem ne annan.

Topraksiz Alkan'im sor kimi arar.
Kafanin yerine bedeni yorar.
Gerçegi birakir yalani tarar.
Akil, fikir, mantik desen ne annan.



OMUZUNA DÖKLÜLMÜS

Kir atin üstünde bir güzel gördüm.
Kizil saçlar omuzuna dökülmüs.
Ilgimi çekti de eyledim sordum.
Kötü kaderinden boynu bükülmüs.

Ne sevgiyi tatmis ne aski tatmis.
Hep yardim etmis de geriye atmis.
Düskün gördügünün elinden tutmus.
Her firsatta omuzuna çökülmüs.

Cebinde duruyor verilen haplar.
Bakima muhtaçmis ahir da atlar.
Zahmete katlanir etrafi toplar.
Kendisini hissediyor ekilmis.

Gayeleri belli degil gitmisler.
Akrabalik gayretini gütmüsler.
Gözden düsürmüsler feda etmisler.
Sans yerinden çikartilmis sökülmüs.

Topraksiz ALKAN'im duymus aglamis.
Yardim etmek için ortam saglamis.
Olan yaralari nasir baglamis.
Karsisina çok zorluklar dikilmis.


flashlogo.gif

KARINCALILIYIM

Karıncalıyım, Karıncalılıyım.
Damlacık da meşe, say da çalıyım.
Yazın yaprağıyım, kışın dalıyım.
Buralıyım bu köylüyüm arkadaş.

Delik kayasıyım, topak taşıyım.
Dağlara yaslanmış burun başıyım.
Tepelerin düze çıkan kaşıyım.
Buralıyım bu köylüyüm arkadaş.

Çevre köyden gelip giden azaldı.
Eskileri bizim burdan kız aldı.
Zenginleri göç etti, fakiri kaldı.
Buralıyım bu köylüyüm arkadaş.

İki bin yedi yazında gel de bir gör.
Köyü dolaş gördüğünden hatır sor.
Ne idi, ne hale gelmiş, kafa yor.
Ben masumum bu köylüyüm, arkadaş.

Topraksız Alkan'ım iyi tanıyın.
Sizler bekçisiniz, ben çobanıyım.
Anıları yaşatan canlı kanıyım.
Buralıyım bu köylüyüm arkada.

DÜRÜMÜ YAZDIM

Pınarın başına suya uğramış.
Kızların içinde Huri mi yazdım.
Göv firekle yaşil soğan doğramış.
Güzelin yediği dürümü yazdım.

Gözünde yorgunluk olsa da sapmaz.
Çiçeğe konunca yer içer kopmaz.
Mermi kovanına arı bal yapmaz.
Derdi geçimdedir kadını yazdım.

Elindeki toprağını ekmeyen.
Yer altından madenini sökmeyen.
Ağaçlar ölmeden fidan dikmeyen.
Milletin yaptığı cürümü yazdım.

Topraksız Alkan'ım kim tanır seni.
Güzellik görünüş degildi hani.
Kuvvetli kara yel sallıyor beni.
O zaman durduğum yerimi yazdım

OKUYUN BENİ DOSTLARIM

Gönülden dillere eyledim hitap.
Alın da okuyun beni dostlarım.
Aradım, derledim, yaptırdım kitap.
Bulun da okuyun beni dostlarım.

Amber diye dostlarına bulaştır.
Kayıp etme hep yanında dolaştır.
Halk müzüğü okuyana ulaştır.
Çalın da okuyun beni dostlarım.

Götürdü gurbetlik beni batıya.
Hevek gibi, ördü, astı çatıya.
İlgini çekerse o gün yatıya.
Kalın da okuyun beni dostlarım.

Topraksız ALKAN'ım baksan işine.
Er kişi ulaşmak ister eşine.
Dostça yaslan sevgiliyin döşüne.
Kolunda okuyun beni dostlarım.



DÖNMEK İSTİYOM

Keçiyi koyunu tutup da sağsam.
Yadırgı tavuğu evimden kovsam.
Ayaz da eilmi yüzümü oğsam.
O eski günlere dönmek istiyom.

Aşşağıda yukarıda görünsem.
İş görmeye gider iken erinsem.
Yuvka ekmek ile peynir dürünsem.
O eski günlere dönmek istiyom.

Severdim dağlarda yapardım avı.
Gençlikte güzeldir gezmenin tavu.
Yuvkanın üstüne döksek pilavu.
O eski günlere dönmek istiyom.

Yatak yorgan yüklüklerde katlıydı.
Sel geldikçe saman saçkı battıydı.
O günler bu günden daha tatlıydı.
O eski günlere dönmek istiyom.

Soğanlama etsek yenirdi hepisi.
Aza kanaat etmeyen olurdu aksi.
Mantı yapılırdı koskoca tepsi.
O eski günlere dönmek istiyom.

Topraksız Alkan'ım fazla ataman.
Dört beş malı bir çobana kataman.
Bu durumda gidip dağ da yataman.
O eski günlere dönmek istiyom.
İbrahim Alkan

ÖĞRETİLMEMİŞ

Meses üvendire, necekmiş çemek.
Kesmik, kızmık,badas istiyor emek.
Yabayı, dirgeni, tırmığı demek.
Bilmiyor şehirli öğretilmemiş.

Laplak, köz küreği, ateş küreği.
Aynı anlamdadır yapım gereği.
Hem korkutur, hem hoplatır yüreği.
Bilmiyor şehirli öğretilmemiş.

Tırpanı, orağı, yığını bilmez.
Köylü çalışmazsa süt yoğurt gelmez.
Memurlar üstelik yüzüne gülmez.
Bilmiyor şehirli öğretilmemiş.

Pazarı doldurur şehre giderek.
Devlet dairesinde işleri gerek.
Bekletir üstelik alay ederek.
Bilmiyor şehirli öğretilmemiş.

Topraksız ALKAN'ım ta kendisiymiş.
Şehirli köylünün hakkını yemiş.
Köylü şehirlinin efendisiymiş.
Bilmiyor şehirli öğretilmemiş.


BAHÇELERİ ÇOK ISSIZ

Doğup büyüdüğüm iydeli özü.
Ne bir sürü kalmış ne tek bir kuzu.
Bu sene uğradım tanımaz bizi.
Yaz ayları bağ bahçesi çok ıssız.

Bağları viran da durur dalları.
Geçit kapanmışya belli yolları.
Çapa tutan o kınalı elleri.
Bahçelerde göremezsin çok ıssız.

Çakıllı'dan tahtalı'ya ulaştım.
Büyük küçük davulluda kol açtım.
O kadar dağları taşı dolaştım.
Kuş da göremedim o kadar ıssız.

Ne kurt'ları gördüm ne bir de tilki.
Onlarda göç etmiş yöreden belki.
Gözzekler çeşmeye dönüşmüş gelki.
İçen bulunmuyor o kadar ıssız.

Topraksız Alkan'ım sanmayın ödek.
Tırtıl bulamadım yoktu kelebek.
Davullu.da batmış ölünce gödek.
Anladım yaşanmaz yöreler bizsiz.

BAŞBAŞAYIM VEFASIZ

Silinmiyor anılarım gözümde.
Çöreklendi yanar aşkın özümde.
Adını yutarım çıkmaz sözümde.
Senin ile başbaşayım vefasız.

Bana çatmaz aşk da mutlu edeni.
Duygusuna yenik düşüp gideni.
Güzel yaşam vardı hayatta hani.
Kurgularla başbaşayım vefasız.

Baharı ararsın aşkın başında.
Bir şey bulamazsın hasret dışında.
Çok zaman bırakır beni küşümde.(ı)
Planımla başbaşayım vefasız.

Topraksız ALKAN ım aklımı çaldın.
Derdimi yüklendin karanlık oldun.
Kalbimde yerin yok zihnimde kaldın.
Kalanlarla başbaşayım vefasız

ZOR YAŞANIR YÂR SENSİZ

Karayelle poyraz vardı salmadın.
Nefes olup yâr içime dolmadın.
Ilık ılık kıble estim gülmedin.
Yalan dünya zor yaşanır yâr sensiz.

Ortak olsayıdın bunca derdime.
Düşüp gelir miydim acep ardına.
Perde gibi indin, gözüm gördü ne.
Yalan dünya zor yaşanır yâr sensiz.

Ufukta güneşim oldun doğmadın.
Yaralı bıraktın sıkı sarmadın.
Kapına geldimde beni kovmadın.
Kahpe dünya yaşanmıyor yâr sensiz.

Seninde güllerin baharda solmuş.
Ağladıkça gözlerine yaş dolmuş.
Beni boşver gülüm, sana ne olmuş.
Kahpe dünya yaşanmıyor yâr sensiz.

Topraksız ALKAN'ım hep sana meyil.
Önemse sevdamı önünde eğil.
Kimse tek başına kuvvetli değil.
Kahpe dünya çekilmiyor yâr sensiz.


GELDİ GEÇTİ BİLESİN

Kürk yaptırdım sana aşkın gönünden.
Seher ile saldım kıble yönünden.
Ipıl ıpıl gözlerimin önünden.
Yâr hayâlin geldi geçti bilesin.

Yalnız karşılaşsan olmaz sakınca.
Kerç (ı) ederim derdin, toka takınca.
Gözlerini dikip bana bakınca.
Düşüncemden neler geçti bilesin.

Karşılık ödesin diye savan da.
Kokunu ararım senin, çavan da.(2)
Sensiz sürgündeyim her gün tavan da.
Günlerim çatıda geçti bilesin.

Kırdığın kalbimi Dört yüz dört tutmaz.
Neden gönlün kucağında uyutmaz.
Vicdansız sevgiyi hesaba katmaz.
Günlerim seninle geçti bilesin.

Topraksız ALKAN.ım terle tuz attım.
Zaman zaman etrafıma göz attım
Çaresiz kaldıkça elim uzattım
Şimden sonra gönlüm geçti bilesin.



MÜSVEDDE DEFTERİNDEN

Yaprağım koparttın çok yaraladın.
Seyrettin içimi, hep araladın.
Gönül sayfamı tüm karaladın.
Müsvedde defterinden kötüyüm kötü.

Aklına düşeni bana yazarsın.
Yıldızlara bakar ayda gezersin.
Üzerime resim dahi çizersin.
Müsvedde defterinden kötüyüm kötü.

Layik oldum gösterilen ilgiye.
Karaladın baş vurmadın silgiye.
Açtın baktın içimdeki bilgiye.
Müsvedde defterinden kötüyüm kötü.

Rağbet görmem yenisini alınca.
İsteklerin karşılıksız kalınca.
Alın atan yapraklarım dolunca.
Müsvedde defterinden kötüyüm kötü.

Topraksız ALKAN'ım bilirken bilme.
Duyguna sahip ol, saygını bölme.
Her sele kapıl da yuvarlan ölme.
Müsvedde defterinden kötüsün kötü.

FAYDALARI ÇOKTUR

Ses duyulur ama resmi çizilmez.
Rüzgâr eser üzerinde gezilmez.
Güneş ışınları ipe düzülmez.(ı)
Faydaları çoktur bize bilesin.

Suyu yakamadın diye kızılmaz.
Evren boşluğuna yazı yazılmaz.
Dumanın çöktüğü dağlar ezilmez.
Faydaları çoktur bize bilesin.

Yıldız kaysa arkasına kopulmaz.
Bilen kişi hiç korkuya kapılmaz.
Ayrılmış buluta kaynak yapılmaz.
Faydaları çoktur bize bilesin.

Topraksız ALKAN'ım aklını diksen.
Sinirsiz kalp olmaz yerinden söksen.
Sonsuz sahil var mı, taş dahi döksen.
Körlüyemen faydasını bilesin.

DAĞILACAK KÖYÜM

Tarlalar boşaldı, meyhane doldu.
Kuyular bakımsız kovasız kaldı.
Çeşmelerin suyu saptı azaldı.
Bakımı yapılmaz, dağlacak köyüm.

Talebesi her gün şehire gelmiş.
Okulun bahçesi tikenle (ı) dolmuş.
Sulanmayan güller tamamen solmuş.
Bakımı yapılmaz, dağlacak köyüm.

Elektirik suyu geçikti geldi.
Tek asfalt şehire giden yol oldu.
Yapılan iyilikten hangisi bildi.
Bakımı yapılmaz, dağlacak köyüm.

Belki gidişata sitem etmişler.
Sevk ve idarede amaç gütmüşler.
Önder olanları göçüp gitmişler.
Bakımı yapılmaz, dağlacak köyüm.

Topraksız Alkan'ım belin bükülmüş.
Dalı çokta yaprakları dökülmüş.
Derede kavaklar kökten sökülmüş.
Bakımı yapılmaz, dağlacak köyüm.

GELMEN BİLİRİM

Dağında ormanın, köyünde sahil.
Olmadığı hâlde gelmen bilirim.
Seni sevenlerin hepisi dahil.
Kimsenin yüzüne gülmen bilirim.

Yaz idi, kış idi desem de gelsem.
Doğup büyüdüğüm yurdumu bilsem.
Sana kavuşmadan gurbette ölsem.
Adımı kütükden silmen bilirim.

Gurbette doğanlar dönüp gelseler.
Ana yurda mesken tutup kalsalar.
Bizimdi sizindi diye bölseler.
Parçalansan dahi ölmen bilirim.

Deryada suyum, sahilde kumum.
Olmayan sevgine neden mahkumum.
Gidene, gelene, göçene umum.
Desem de kimseye kalman bilirim.

Topraksız ALKAN'ım bitince yolum.
O zaman gelecek mutlaka ölüm.
Hasretlik çekerim, sevginle dolum.
Ele çıkar için yelmen bilirim.

EKSİK OLMAZ DI

Mal güderken araziye uyardık.
Geven (ı) söker ütülerdik (2) kıyardık.(3)
Acıktığımız yerde yerdik doyardık.
Belimizde azzık (4) eksik olmazdı.

Hergi (5) ikileyip tohum ekerdik.,
Patlıcan büberle firek (6) dikerdik.
Gezip dolaşırken çiğdem sökerdik.
Elimizde kazzık eksik olmazdı.

Elde ne var ise biraz koyardık.
At eşşek öküzle, otlar yayardık.
Hergün bir acılı haber duyardık.
Dilimizden yazzık eksik olmazdı.



Topraksız ALKAN'ım dönülmez geri.
Hayâlle yaşadı o günden beri.
Saçı dökülen de kırışır deri.
Kelimizde çızzık (7) eksik olmazdı.



NEŞELİYDİM BİR ZAMAN

Gençliğimde neşeliydim her zaman.
Meşe keser, dabaz (ı) bile olurdum.
Dolambaçlı giden yolundan taman.
Okumaya şehre (2) yayan gelirdim.

Gezer bakkal idi çerçi Alimiz.
Kaşınır dururdu Yaşar delimiz.
Yerlerde sürünen Çete kulumuz.
Ulu orta işer idi bilirdim.

Çerçi Kaya veresiye satardı.
Köyden köye gezer dağda yatardı.
Bazen kazanırdı, bazen batardı.
İnsanlığına bayılırdım ölürdüm.

Paytonları vardı, yolda yaylanan.
Çok olurdu baygın baygın kuylanan.
Alâ güm tak; dediğinde huylanan.
Kişilerin toplumunda kalırdım.

Her yer yasaklandı sanma tıkandık.
Ekiz arasında gizli yıkandık.
Yiyemezdik ayvalara bakardık.
Sağbısı (3) görmeden bazan alırdım.




SEVERİM
Benim gibi niceleri görüyor.
Erken yağan karı çok geç eriyor.
Doğaya güzellik şekil veriyor.
Dereyi, yamacı, dağı severim.

Suları çekilmiş içi yarılmış.
Sarmaşığı duvarlara sarılmış.
Otları yolunmuş, çapa vurulmuş.
Haldeki bahçeyi, bağı severim.

Devrameli (ı) tepesinden eğerek.
Zeytini dalından topla yiyerek.
Izgının (2) suyuna bezir diyerek.
Zarekten (3) yapılmış yağı severim.

Ben ALKAN.ım perişanım işinen.
Aram olmaz sağa sola küsünen.
Hem kendini hem de köyü düşünen.
Çalışıp didinen sağı severim.



MAZİDE KALDI

Nane limon içer idi hastalar.
Çörek, börek, sütmeyidi (ı) pastalar.
Davul, düdük, zurna çalan ustalar.
Şimdi bulunmuyor mazide kaldı.

Halk gelir kahveye, içerdi çayı.
Sayılır sevilirdi amca ve dayı.
Un, ekmek ederdi köylü buğdayı
Şimdi fırınlara müptela oldu.

Bir liramız vardı para ederdi.
Çiftçi çoban olur hayvan güderdi.
Çocuklar okula köyde giderdi.
Defteri kalemi zor bulan oldu.

At öküzle ekilirdi yamaçlar.
Gürk (2) yatardı tavuklardan anaçlar.
Başka köyden getirilen ağaçlar.
Dam üstüne atılırdı ne oldu.

Buğday serer idik, altında pala.
Nerde emmi, dayı, teyzeyle hala.
Topraksız'ım altmış model impala.
İnsan taşır idi mazide kaldı.
İbrahim Alkan

VER AHİ EVRAN

Hak nasip eyledi sana sorarım.
Düşüncem üstünde dir Ahi Evran.
Ziyarete geldim akıl ararım.
Duandan bana da ver Ahi Evran.

Gelip gidip bilenlere danıştım.
Araştıran yazarlarla tanıştım.
Gerçek bildiğimi.doğru konuştum.
Açıldı dillerim gör Ahi Evran.

Törenine bazen iştirak ettim.
Koyduğun kuralın ardına gittim.
Doğruluktan inan yok olup bittim.
Aşık olamadım gör Ahi Evran.

Okuyanlar Kırşehir'e gelmişler.
Gerçekleri kitaplarda bulmuşlar.
Diploma alanlar memur olmuşlar.
Karıncalı halkını gör Ahi Evran.

Topraksız Alkan'ım bütün görmüştü.
Yanında tahtadan ev de varmıştı.
Türbe mezarlığın parka dönüştü.
Başının taşları sır Ahi Evran.

KENDİ HATASIYLA KALSIN

Yüksekte yer tutan, aşşadakiler,
Kadar ehemmiyetli değil evladım.
Ulularla düşmanını hor görme.
Kendi hatasıyla kalsın evladım.

Güneşle doğup da batarken ölme.
Dünya büyük değil hiç keşe gülme.
Gördüğüsen söğleme bildiğini bilme.
Sana nasihatım olsun evladım.

Parlayan güneşe aldırış etme.
Taşıdığın yükü üstünden itme.
Karlı ayazlarda kuruyup gitme.
Hiç olmazsa kökün kalsın evladım.

Söz söylerken düşün, atma bilmeden.
Kullanırken sor ki nasıl ve neden.
Sabah rüzgârıyla savrulun giden.
İpin bağlanmamış çulsun evladım.

Daima sabırlı sebahatlı kal.
Kırşehirli alimleri örnek al.
Akıllısın iradene sahip ol.
Şu yalan dünyada yolsun evladım.

Cahillerle alem için gidene.
Zenginlikten fakir hâle düşene.
Bir de itibarını kayıp edene.
Acı biraz senden alsın evladım.

Açık ol her sözü üstüne alma.
Anana atana hiç karşı olma.
Sevildiğin yerlere çok gidip gelme.
Bazan onlar seni bulsun evladım.

Düşmanını çoğaltma, beni iyi dinle.
Sözünü unutma kalsın seninle.
Başını sonunu kendin belirle.
Geçenler uykuya dalsın evladım.

Topraksız Alkan'a bak deli derler.
Atın iyisine al doru derler.
Haklı olduğunda izin sürerler.
Allah nazarında bolsun evladım.

MANZARASI GÜZEL KÖYÜM

Mezarlığında yan yatmış taşlar.
Mart ayında dağlarında karın var.
Gurbet elden dönemiyom zarım var.
İnter netten bakıyorum köyüme.
Gözlerime yaşlar doldu bak yine.

Biçilmiş ekinler gördüm tarlayı.
harman yerlerine dökmüş buğdayı.
Fotoğrafın biri gösterir sayı.
İnter netten bakıyorum köyüme.
Hasret kaldım çeşmesinin suyna.

Bu kadar güzeldir kış ile güzün.
Gurbetteki köylüm gidin de gezin.
Ben de geleceğim mutlaka yazın.
İnter netten bakıyorum köyüme.
Gözlerime yaşlar doldu bak yine.

Topraksız Alkan'ım yolunda koşu.
Yaptıkça geçmiştir onlarca kişi.
Yaşamak yarıştır Allah'ın işi.
Gurbet elden bakıyorum köyüme.
Gözlerime yaşlar doldu bak yine.

İbrahim Alkan/ 14/ 3/ 06. Drunen/ Hollanda.

BU YAYLAYA


Neresinden neresinden
Bakacağım bu yaylaya.
Çıkıp da ot deresinden
Bakacağım bu yaylaya.

Görünür ala depeden (ı)
Hanımlar gelir çapadan
Olmasın önüm kapadan
Bakacağım bu yaylaya.

İçimdeki öz deyimden
Buharlaşan yüreğimden
Deli Memmet gözzeğinden
Bakacağım bu yaylaya.

Bahseden yoktur yaşından
İyidelinin tam kaşından
Şu karavağın (2) başından
Bakacağım bu yaylaya.

Kurtul ALKAN ağlarından
Geçtin viran bağlarından
Karıncalı dağlarından
Bakacağım bu yaylaya.

İbrahim Alkan. Drunen / Hollanda.

PERİŞANMIŞ BU SENE

Karıncalı köyüne gittim halama.
Elleri çatlamış dudak yalama.
Parmak uçlarında çıkmış dolama.
Çalışmaktan perişanmış bu sene.

Cıngı (ı) bulmuş ateş yakıp köz etmiş.
Sağda solda geleceğim söz etmiş.
Can evine ur bağlatmış öz etmiş.
Gelişmekten perişanmış bu sene.

Nasılsın dedim de halini sordum.
Perişan durumda zati ben gördüm.
Şunu harca diye az harçlık verdim.
Yetişmemiş, perişanmış bu sene.

Altına sermiş saplardan hasır.(2)
Ayak altı topukları hep nasır.(3)
Sızlanıyor bana davar mal kısır.(4)
Kara kışta perişanmış bu sene.

Topraksız ALKAN;ım canın da sıkık.
Saman dışarıda tandırlık yıkık.
Öküzünün hontu (5) kökünden çıkık.
Alışmamış perişanmış bu sene.

SÖZ DOĞRU SÖYLERDİ



Duyar idin kulağına gelirdi.
İnanmazdı, söylenirdi, bilirdi.
Türkülerde mani, ağıt olurdu.
Söz vardı, ama doğru söylerdi.

Söz tutulurdu, sağlamdı, ardı.
Kahve gibi idi, hatırı vardı.
Yılan delikten bile çıkardı.
Bir de azgını yoldan eylerdi.

Kıralı tahttan, taçtan ederdi.
Göze şaşkınlık, durgunluk verdi.
Dilden dile dolaşarak gezerdi.
İyisi kötüsü de sözü meylerdi.

Ağzından bal akıyor denirdi.
Rezil, vezir adamlıktan ederdi.
Salınan bir selâmı da yeterdi.
İş görürdü, lâkin sözdü, beylerdi.


Tenhada konuş zehir zembelek.(ı)
Münafık olanı taşır, dümbelek.
Topraksız Alkan;a yapmıştır kelek.
Bir ağızdan çıkan sözdü, neylerdi.


1-Zehir zembelek: zemberek, çok acı, çok şiddetli



VARDI AMA ŞIMDI YOK OLDU

Köylerde talebe okul olmali.
Vardi ama özlüyoruz yok oldu.
Ekip biçtiğimiz hep yerli mali.
Derdik ama ithal mali çok oldu.

Bitik pekmez, kabakliyla balbaşi.
Dolma, köfte, pilav, tarhana aşi.
Çölmekte keskahla bir arabaşi.
Vardı ama şimdi hepsi yok oldu.

Bayramda el öperdik sevinirdik.
Her yerde büyüklere yer verirdik.
Komşularla imeceli iş görürdük.
Öncüt eşya verir idik ad kaldi.

Saman çekmek için varmi yabasi.
Hangi eve girsen yoktur sobasi.
Kışlık için kayıt düzme çabasi.
Yaparlardi ama nerede kaldi.

Topraksiz Alkan`im radio dinlerdi.
Büyüğünü say küçüğünü sev derdi.
Temmuzda biçer ağustosta sürerdi.
Harmandan tinastan hani ne kaldi.

Ibrahim Alkan.

YAŞATIYOR KIRŞEHİR

Dokuz büyük misafirin içinde.
Türkiyede en büyüğü Kirşehir.
Kizilirmak çevrelemiş biçimde.
Anadolu parçasidir kirşehir.

Ölenleri dahi yaşayan adam.
Musadan,Saidden, hasandan tad alan.
Çekiç Ali, Muharrem ve yastiman.
Gibilerin diyaridir Kirşehir.

Kirşehir`se bu şiirin konusu.
İlk fakülte cacabey`in anisi.
Haci Bektas, Ahi Evran, Yunusu.
Barindirip Yasatiyor Kırşehir.

Mustafa`dir adi Edebalinin.
Babasidir Osman beyde gelinin
Ilk okuldan sonra Şam`da halinin.
Durumunu bilir ara Kirsehir.

Mesut Gülşehrinin dedesi Sadi.
Doğumu öluümübilinmez tabi.
Eserler yazmistir ozandir abi.
Niceleri barindirmis Kirsehir.

Asikpasa Gulsehriyle Turkmani.
Karisik alevi suni turkmeni.
su anda taniyan henuz yok beni.
Yeri geldiginde bilir Kirsehir.

Topraksiz Alkan`im yazar ve derler.
Boyaci Husseyin calisir terler.
Neset calar sogler ozandir derler.
Gurbet elde bulunuyork Kirsehir.

Ibrahim Alkan.


ANIT AĞACI

Zenginlik, güvenlik oldu tüğmedi.
Kimse savunmadı, ateş değmedi.
Kara kışa bile boyun eğmedi.
Anadolumdaki o anıt ağacı.

Mezarlık sembolü görmedik hakir.
Bahtsız sevgiliye ses verir şakır.
Kalbe hüzün veren şiirler okur.
Anadolumdaki o anıt ağacı.

İki bin yıl durdu ordan gitmedi.
Kırk metre boy verdi de bitmedi.
Gücümüz de yok etmeye yetmedi.
Anadolumdaki o anıt ağacı.

Tabiat harikası kara çamlara.
Balta vurdu hezen 3 yaptı damlara.
Gelen nesil belki bakar ormana.
Anadolumdaki kâr anıt ağacı.

Topraksız Alkan.ım görmeden ölme.
Dokuz yüz elli yıl yaşamış bölme.
Doğanın sırrını önemsiz bulma.
Anadolumdaki anıt ağacı.

ÇALIŞAN GÜLEN BULUNMAZ

Yavaşlamış akan suyunun hızı.
Herkes göçüp gitmiş unutmuş bizi.
Duman mekân tutmuş tahtalı düzü.
Çakıllıdan artık gelen bulunmaz.
Bahçede çalışan gülen bulunmaz.

Bakınsan göremen dağlarda gezen.
Bağlar bellenmemiş hep kalmış hozan.
Kayıp olmuş nerde o dirlik düzen.
Burundaki ine gelen bulunmaz.
Şimdi hâl hatırdan bilen bulunmaz.

Cemelenin halkı kafa yormuyor.
İş güç yok diyor da bakıp görmüyor.
Çoğu boş geziyor çoban durmuyor.
Sürü koyunlarla çıkan bulunmaz.
O dağlarda ateş yakan bulunmaz.

Topraksız Alkan'ım olmuşlar dayı.
Halk ekip biçmiyor sulu tarlayı.
Bilen çok dolaşmış ervanın sayı.
Ermelikte şimdi çalışan yoktur.
Sağa sola giden yelişen yoktur..

KENDİNE ÇAĞRIR

Sıkıntılar bitse acılar dinse.
Kara toprak yine kendine çağırır.(ı)
Sağlığın gençliğin ardına sinse.(2)
Kara toprak yine kendine çağırır.

Nerde olsan üzerini deştirir.(3)
Bir ekersen en azından beş verir.
Kazma verir kürek verir eştirir.
Kara toprak yine kendine çağırır.

Gör ki eli açık, cömert bir ahi.
İşlemeyen kişi, bakar kör sahi.
Güzel yanlarını yaşasam dahi.
Kara toprak yine kendine çağırır.

Topraksız Alkan.ım gitse bulamam.
Elde etsem bile dikiş bilemem.
İlkbahar dan dahi zevki alamam.
Kara toprak beni kendine çağırır.

UÇUYORUM BEN

Köyün daglarindan otlar topladim.
Çayini demleyip içiyorum ben.
Her avcuma aldigimda kokladim.
O an sevincimden uçuyorum ben.

Duygumdan gözlerim akitir yasi.
Aglamamak için çatarim kasi.
Biraz delilige vururum isi.
Gülüp gerçeklerden kaçiyorum ben.

Ele hizmet yapa yapa körlestim.
Sahalarda sporcuyla birlestim.
Istemeden gurbet ele yerlestim.
Hayâlde yurduma göçüyorum ben.

Topraksiz Alkan'im hemen kanarim.
Köylülerle birleselim önerim
Yavrularim burda nasil dönerim.
Kendi ektigimi biçiyorum ben.


ASIL KÖR NANKÖRDÜR

Ari duru su çikarmis bir yerden.
Bastonu dikmis de yesermis birden.
Allah verir sen istersen gönülden.
Yapmis Haci Bektas Veli Efendi.

Asil kör nankördür bilin yiyenler.
Dogruluk dost kapisindadir bilenler.
Dinine kalbinle baglan diyenler.
Den dir Haci Bektas Veli Efendi.

Hiç kimseye sakin hiyanet etme.
Hak etmisse hakki inkara gitme.
Mal ve mevki hirsi ile incitme.
Demis Haci Bektas Veli Efendi.

Bogazina düskün daima kizar.
Yalanci kurulmus düzeni bozar.
Akilsiz yedikçe gün be gün azar.
Görmüs Haci Bektas Veli Efendi.

Topraksiz Alkan'im dogrudan sapmaz.
Hayini mevkisine asla ugratmaz.
Giybet etmez edepsizlik hiç yapmaz.
Diye akil almis Hünkar Efendi.


MEYVE IMIS BILMEZDIM

On iki yasimda bir zeytin yedim.
Muzu gördügümde neyimis dedim.
On sekiz yasimda anca ögrendim.
Dalda biten meyve imis bilmezdim.

Zerdali dalda, patates yerde.
Bilirdim biterdi bizim her yer de.
Dag çögürtlügünü tanirdim birde.
Hurma dalda biter imis bilmezdim.

Çekiç Ali bana yidirdi nari.
Çekirdegi bordo, kabugu sari
Ordan dogdu topak tasin kenari.
Dalda biten meyve imis bilmezdim.

Sulu bahçelerde biterdi ceviz.
Çitligi tanirim, nedir kereviz.
Inciri verseniz yemistir deriz.
Dalda biten meyve imis bilmezdim.

Muz asaga dogru meyve veriyor.
Meyveleri saçak gibi örüyuor.
Ana gövde kesiliyor, sürgün duruyor.
Hersene tazelenir imis bilmezdim.

Topraksiz Alkan'im findigi gördüm.
Ordu'nun Kabadas köyüne vardim.
Üstünde toplarken dalini kirdim.
Oda sürgününden yetisir imis bilmezdim.



yasaravci@karincalikoyu40.com

Bana ulaþmak için yukarýdaki e-mail adresini kullanýn